28 Eylül 2025 Pazar

MP3'ün Arkasındaki Matematik

Yazar: Keith Devlin
4 Nisan 2002, Perşembe

Birçok ebeveynin keşfettiği gibi, internet servis sağlayıcısından gelen kabarık aylık faturaların, genç çocuklarının internetten müzik indirmesiyle yakından bir ilgisi var. Müzik paylaşımının öncüsü Napster'ın mahkeme kararıyla kapatılması, günlük müzik ticaretinde neredeyse hiçbir aksaklığa yol açmadı ve oluşan boşluğu Audiogalaxy, Kazaa, Morpheus ve WinMX gibi hizmetler doldurdu.

Tüm bu faaliyetin özel bir ironisi var. Çevrimiçi müzik endüstrisinin tamamı, o genç müzik hayranlarının çoğunun en sevmediğini iddia edeceği bir okul dersine dayanıyor: matematik. Aslında her gece indirdikleri şey, 200 yıldan daha uzun bir süre önce geliştirilen kalkülüs tabanlı bir teknik kullanılarak hesaplanan sayı akışlarıdır.

19. yüzyılın başlarında, Fransız matematikçi Joseph Fourier, ısının nasıl yayıldığını tanımlamak için bazı matematiksel denklemler geliştirdi. İşte bu aynı denklemler, ses dalgaları da dahil olmak üzere herhangi bir dalga formunu bir sayı dizisi olarak tanımlamak için kullanılabilir. 60'lı yıllarda, R. A. Moog adında bir Amerikalı mühendis, elektronik müzik sentezleyicileri tasarlamak için Fourier'nin matematiğini kullandı.

80'lerde, Japon elektronik şirketi Yamaha, elektronik klavyeli çalgıları piyasaya sürerek müzik endüstrisinde devrim yaratmak için aynı matematiği kullandı. Ve bugün, Fourier'nin denklemleri, MP3 müzik kodlama şemasının temelini oluşturan matematiksel çerçevenin bir parçası olarak yaşamaya devam ediyor. MP3'ün özellikle büyüleyici bir yönü, matematiği insan işitme sisteminin çalışma şekline dair bilgilerle birleştirmesidir. İlk olarak, matematiğe bir göz atalım.


Matematiğin Rolü

Fourier, herhangi bir dalga formunun (ses dalgası dahil) nasıl bileşen sinüs dalgalarına ayrılabileceğini gösterdi. Bunlar, mühendislerin osiloskoplarda ürettiği o mükemmel düzenli dalgalardır. Belirli bir ses dalgasını oluşturmak için birleşen sinüs dalgalarının tam deseni, bir sayı dizisiyle temsil edilebilir.

Bu sayılar, bugün Fourier Dönüşümü olarak bilinen matematiksel bir işlemle orijinal dalgadan hesaplanabilir. Bu şekilde, ses sayılara dönüştürülebilir. Aslında, olay bundan biraz daha fazlasını içeriyor. Fourier Dönüşümü bir dalga üzerinde değil, o dalganın matematiksel bir tanımı üzerinde çalışır. Bu yüzden önce bir dalgayı matematiksel bir tanıma dönüştürmeniz gerekir.

Mühendisler bunu, doğanın yıllar önce hayvanların işitme sistemlerini geliştirirken yaptığı bir hileyi örnek alarak yaparlar. Bir ses dalgası, havadaki bir dalgalanmadan oluşur.

Onu "ses" yapan şey, kulaklarımızın ve daha genel olarak işitme sistemimizin bu hava dalgasını ses olarak yorumlamasıdır. Havanın hareketi, iç kulaktaki bir zarın titreşmesine neden olur ve bu titreşimler beyne akan küçük elektrik akımlarına dönüştürülür. Beynin aslında ses olarak deneyimlediği şey bu elektrik dalgalarıdır.

Bir mikrofon da esasen aynı şekilde çalışır; havadaki bir ses dalgasını bir elektrik sinyaline dönüştürür. Bu elektrik sinyalini bir hoparlöre verirsek, hoparlör orijinal ses dalgasının bir kopyasını yeniden oluşturur. Ancak bu elektrik dalgasıyla başka bir şey daha yapabiliriz: örnekleme (sampling) olarak bilinen bir yöntem kullanarak bir sayı dizisi oluşturabiliriz. En yaygın prosedüre Darbe Kod Modülasyonu (PCM) denir.

Bu yöntem, bir elektrik dalgasını alır ve sinyalin voltajını küçük, sabit aralıklarla belirlenmiş zaman anlarında ölçer. Bir ses CD'si (compact disc) söz konusu olduğunda, örnekleme saniyede 44.100 kez yapılır. Böylece, her bir saniyelik ses girişi için PCM analog-dijital dönüştürücü 44.100 sayı üretir; her biri, örneklendiği andaki voltajın bir ölçümüdür.

Bir CD'de her voltaj 16-bit hassasiyetle ölçülür; yani sistem, 65536 (veya 216) farklı voltaj seviyesini ayırt edebilir. Saniyede 44.100 örnekleme oranı ile 16-bit voltaj ölçümü, herhangi bir sesi, tekrar sese dönüştürüldüğünde insan kulağının orijinalinden ayırt edemeyeceği bir sayı dizisi olarak kodlamak için yeterlidir.


Sıkıştırmanın Sihri

Ne yazık ki, müziği bu şekilde kaydetmek çok fazla depolama kapasitesi gerektirir: her bir dakikalık (stereo kaydedilmiş) müzik için tam olarak 10 megabayt.

Modern CD teknolojisi göz önüne alındığında, bu durum kayıt endüstrisi için sorun teşkil etmez, ancak herkes CD müzik dosyalarını internet üzerinden göndermeye kalksaydı büyük bir sorun yaratırdı. İşte Fourier'nin matematiği ve insan işitme sistemi hakkındaki bilgiler bu noktada devreye giriyor. Bilgisayarı olan herkes, veri dosyalarını sıkıştırabilen algoritmalar olduğunu bilir (PK-ZIP ve Stuffit iyi bilinen iki örnektir). Bu programlar tipik bir metin dosyasına uygulandığında, dosya boyutunu %80'e kadar azaltabilirler. Ancak CD kalitesindeki PCM dosyalarında bu azalma sadece %10 civarındadır.

PCM dosyaları üzerinde çalışmak üzere özel olarak tasarlanmış algoritmalar %60'lık bir azalma sağlamıştır, ancak bu, internet üzerinden müzik paylaşımını desteklemek için yeterli değildir. MP3, orijinal örneklenmiş ses dalgasının birebir yeniden üretilebilmesi için tüm dosyayı sıkıştırma fikrinden vazgeçerek çalışır. Bunun yerine, bilgilerin bir kısmını kasıtlı olarak atar. Böylece, orijinal örneklenmiş ses dalgasında insan işitme sisteminin algılayamadığı her şey atılabilir.

Fark etmeyeceğimiz şekilde atılabilecek pek çok şey vardır. MP3, MPeg3'ün veya daha tam adıyla MPeg - Katman 3'ün kısaltmasıdır. 1992 yılında Alman Frauenhofer Araştırma Enstitüsü tarafından geliştirilen bir endüstri standardı olan MP3, kaynağa bağlı olarak sekiz ila 12 kat arasında değişen, örneklenmiş bir ses dalgasında olağanüstü bir sıkıştırma oranı sağlar. Bu, bir CD'de bir dakikalık yüksek kaliteli müziği kodlamak için gereken 10 MB depolama kapasitesinin, bir bilgisayarın sabit diskindeki 1 MB'lık bir MP3 dosyasına düşürülmesi anlamına gelir.

MP3, frekans aralığını insan kulağının ayrı ayrı duyduğu 32 banda ayırır. Giriş sinyalinin (örneklenmiş dalganın) bu aralıkların her birindeki bileşeni, daha sonra onu 18 ek bileşene ayıran Fourier benzeri bir matematiksel dönüşüme tabi tutulur ve toplamda 576 ayrı frekans bandı oluşturulur. Bu bantların her birinin içinde, insan kulağı tarafından algılanamayan bileşenler kaldırılır.

Ortaya çıkan sinyal daha sonra, bilgisayar bilimcilerinin aşina olduğu bir teknik olan Huffmann kodlaması ile daha da sıkıştırılır. Bu teknik, sık görülen değerleri, daha az görülen değerler için kullanılandan daha kısa kodlarla temsil eder. (Örneğin, bir şarkıdaki 1/10 saniyelik bir sessizliği kodlamak için örneklenmiş dalganın varsayılan 141.120 bitini kullanmak son derece israflı olurdu.)


Sonuç

Tüm bu matematiğin sonucu ne mi?
Bilgisayarı olan herhangi bir genç için klavyede birkaç tuşa basarak elde edilen bedava müzik. (Ebeveynlerinin ay sonunda ödediği internet bağlantı ücretlerini saymazsak.) Tüketici elektroniği mağazalarının her birkaç ayda bir yeni MP3 çalarlar sunması ve milyonlarca PC sahibinin yasa dışı olarak müzik dosyalarını takas etmesiyle (ve ara sıra yasal olarak indirmesiyle), modern müzik endüstrisi her şeyden çok matematiğin üzerine kuruludur. Joseph Fourier'nin, ısı dalgaları üzerine yaptığı orijinal matematiksel analizin günümüzdeki uygulamaları hakkında ne düşüneceği ise kimsenin tahmin edemeyeceği bir konu.

Bu yazını orijinalini https://www.theguardian.com/technology/2002/apr/04/internetnews.maths adresinde bulabilirsiniz.


Dr. Keith Devlin, Yorkshire doğumlu bir matematikçi olup Kaliforniya'daki Stanford Üniversitesi Dil ve Bilgi Çalışmaları Merkezi'nin yönetici direktörüdür. En son kitabı Weidenfeld and Nicolson tarafından yayınlanan "The Maths Gene: Why Everybody Has It But Most People Don't Use It" (Matematik Geni: Neden Herkeste Var Ama Çoğu Kişi Kullanmıyor) adlı eseridir.



23 Mart 2020 Pazartesi

Matematiği Kullanmak: Bilgisayar Oyunları



Çoğu bilgisayar oyunu 3D (üç boyutlu) grafikleri kullanıyor. Bunları hareket ettirmek ve canlandırmak, renkleri, ışıkları, gölgeleri ayarlamak için 3 boyutlu geometri ve lineer cebir bilgisi gerektirir.

Aynı zamanda bilgisayar oyunlarında suyun hareketi veya fiziksel objelerin çarpışması gibi olaylar için gerçekçi animasyonlar yapılması gerekir. Bunun için genellikle uygun kısmi diferansiyel denklemlerin nümerik çözümleri, örneğin sıvıyı modellemek için Navier-Stokes denklemleri kullanılır.

Son olarak, bilgisayar programları oyuncu tarafından kontrol edilemeyen karakterin yapay zekasını da kodlamalıdır.


Kaynak: everywhere.idm314.org
Çeviren: Özge Değer



TÜBA Açık Ders Notları


TÜBA'nın Açık Ders Portalındaki Mateatik Ders Notları

Algoritmalara Giriş (MIT) (Prof. Charles Leiserson & Prof. Erik Demaine)

Aksiyomatik Kümeler Kuramı (Dönem 1)

Aksiyomatik Kümeler Kuramı (Dönem 2)

Cebir I (MIT) (Prof. Michael Artin)

Cebir II (MIT) (Prof. Michael Artin)

Doğrusal Cebir (MIT) (Prof. Gilbert Strang)

Fonksiyon Analize Giriş (MIT) (Prof. Richard Melrose)

İleri Diferansiyel Denklemler (MIT) (Dr. Vera Mikyoung Hur)

Kompleks Değişkenli Fonksiyonlar (MIT) (Prof. Sigurdur Helgason)

Sayıların İnşası (Dönem 1)

Sayıların İnşası (Dönem 2)

Soyut Cebire Giriş

Soyut Matematik

Temel Analiz (Dönem 1)

Temel Analiz (Dönem 2)

Topoloji


Kaynak: https://acikders.tuba.gov.tr/course/index.php?categoryid=2


18 Mart 2020 Çarşamba

Matematiği Kullanmak: Salgın Analizleri


Yeni bir salgın başladığında sürekli yeni vakalar çıkacağı için insanlar salgının asla durmayacağından korkabilir. Fakat matematik böyle söylemiyor. Burada önemli olan miktar, virüslü olan bireylerin bulaştırdığı ortalama birey sayısı, yani üreme oranıdır ($R_0$).

Eğer $R_0<1$ ise, salgın biter. Fakat $R_0>1$ ise salgın yayılmaya devam eder. $R_0$'ı bilmek, salgını kontrol altına alma stratejisine rehberlik eder. Özellikle kısıtlı kaynaklar altında (örneğin herkese yetecek kadar aşı olmaması durumu) amaç, bu kaynakları $R_0$'ı $1$'in altına düşürmek için kullanmaktır.


Kaynak: everywhere.idm314.org
Çeviren: Özge Değer



14 Mart 2020 Cumartesi

Dünya Matematik Günü 2020


Daha önce "Pi Günü" adı altında özel etkinliklerin düzenlendiği 14 Mart (3.14) UNESCO tarafından Kasım 2019'da Dünya Matematik Günü olarak ilan edildi.

Dünya Matematik Gününün birincisinin teması "Matematik Her Yerde" olarak belirlendi.

Maalesef Corona virüs salgını nedeniyle tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de yapılması planlanan etkinlikler ertelenmek ya da iptal edilmek zorunda kaldı.


Matematik ne işe yarar? Nerelerde kullanılır? sorusuna verilecek cevapları aşağıdaki paragraflarda bulabilirsiniz*.

Bilim ve Teknoloji’de Matematik her yerde. Birkaç örnek:
  • Arama motorlarının başarısını harika matematiksel algoritmalara borçluyuz.
  • Güvenli iletişim sağlayan kriptografi sırtını Sayılar Teorisi’ne dayar.
  • Bilgisayarlı tomografik tarama (CT-scan) veya manyetik rezonans görüntüleme (MRI) gibi tıbbi görüntüleme cihazlarının ölçtüğü nümerik veriler, matematik algoritmasıyla görüntüye dönüştürülür.
  • Yapay zeka ve yapay öğrenme artık dünyayı değiştiriyor: bilgisayar görüşü, otomatik tercüme, insansız araç gibi neler neler…
  • İnsan genomunun çözümlenmesi, matematik, istatistik ve bilgisayar biliminin zaferi.
  • Kara deliklerin ilk fotoğrafını matematik kullanarak elde ettik.

Medeniyetin her yerinde matematik var. Birkaç örnek:
  • Matematik ulaşım ve iletişim ağlarının optimizasyonunda kullanılıyor.
  • Matematik salgın hastalıkların yayılmasını anlamayı ve kontrol altına almayı sağlıyor.
  • Sağlık sisteminin, ekonomik ve sosyal sistemlerin verimli planlaması ve yönetimi için istatistik ve optimizasyon kullanılıyor.
  • Matematik seçmen tercihlerini daha iyi temsil edecek seçim sistemleri tasarlamaya yarıyor.
  • Matematik sayesinde doğal afet (sel, deprem, kasırga) risklerini anlıyor ve önlem alabiliyoruz.

BM Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri için Matematik şart. Birkaç örnek:
  • Matematik bir kalkınma aracıdır. Nelson Mandela (Haziran 1990), "Eğitim dünyayı değiştirebilmek için en güçlü silahtır." der. Eğitim, iyi bir iş bulmamızı sağlar, matematik de, eğitimin temel bir parçasıdır.
  • Matematik küresel değişimler ve bu değişimlerin biyoçeşitlilik üzerindeki etkilerini modellemek için kullanılır.
  • Dünya kaynaklarının sürdürülebilir kullanımına ulaşmak için optimizasyon teknikleri ve veri analizi gereklidir.
  • Yapay zeka, uydu görüntülerinden veri almak ve verilerin eksik olduğu kent, sanayi, tarım ve orman alanlarının haritalarını çizmek için kullanılır.
  • Matematik eğitimi kızları ve kadınları daha iyi bir gelecek için güçlendirir.
  • Sayısal ve bilimsel okuryazarlık sayesinde gezegenimizdeki zorlukları daha iyi anlarız.

Ne yaparsan yap, içinde Matematik var. Birkaç örnek:
  • Matematik sanatçılara ve müzisyenlere ilham verir: perspektif simetrileri, süslemeler, fraktallar, geometrik eğriler, yüzeyler ve şekiller; müzikte kalıplar, ölçekler, sesler ve daha neler neler.
  • Matematik tavladan satranca strateji oyunlarında, Rubik küpü çözümünden Awale (Mangala) oyununa her yerde bir yardımcıdır.
  • Matematik bütçe hazırlamakta faydalıdır.
  • Müteahhit olsun, çiftçi esnaf, zanaatkar, atlet olsun, hemen herkes matematiksel kavramları kullanır.

Bana bir faaliyet söyle, Matematik neresinde söyleyeyim. Birkaç örnek:
  • Matematik, yıldızlarla navigasyondan GPS'e kadar coğrafi konumlama tekniklerinin arkasındadır.
  • Matematik, akıllı telefonlarımızın yazılımının arkasındadır.
  • Matematik, emeklilik sisteminizi sürdürülebilir kılar.
  • Matematik ile gerçekçi animasyon filmleri yapılır.
  • Bir gün Mars'ı ziyaret etmek ister misin? Matematik olmadan asla mümkün değil.

Birinci Dünya Matematik Gününüz kutlu olsun...

*Kaynak: Metnin orijinalini https://www.idm314.org/ ve https://everywhere.idm314.org/ adreslerinde bulabilirsiniz.


4 Nisan 2019 Perşembe

İÜ Fen Fakültesi Öğrenci Matematik Çalıştayı V

İstanbul Üniversitesi Fen Fakültesi Matematik Kulübü tarafından 2015 yılından beri düzenlenmekte olan, davetli konuşmacıların ve ülkemizin dört bir yanından katılımcıların yer aldığı Öğrenci Matematik Çalıştayının  beşincisi bu sene 25 Nisan 2019 Perşembe günü İstanbul Üniversitesi Fen Fakültesi Ord.Prof.Dr. Cemil Bilsel Konferans Salonunda düzenlenecektir.
Çalıştay, üniversitelerimizin matematik bölümlerinde okuyan lisans ve lisans üstü öğrencilerini, ilgili lise öğrencilerini, konusunda uzman matematikçilerle ve matematik bölümü mezunu olup da çeşitli iş alanlarında çalışan profesyonellerle buluşturmayı, matematik bölümü öğrencilerinin mezuniyet sonrası iş bulma kaygılarını ve diğer çeşitli problemlerini tartışmayı ve bu kaygıları gidermeye yardımcı olmayı amaçlamaktadır.
Ön kayıt ve ayrıntılı bilgi için çalıştayın web sayfası: